Long time, no see…
1 aydan daha fazla bir süredir buraya bir şeyler yazamıyordum. Yazamadığım zamanlarda (kronolojik olarak),
- Master tezim ile ilgili çalışmalara ciddi şekilde ağırlık vermeye başladım. (Yaklaşan teslim zamanı insanı öyle bir motive ediyor ki…)
- Ablam doktorayı bitirdi. (Bugün bir yerlerde Dr. Işıl IŞIK diye bir ibare gördüm, çok hoşuma gitti.)
- Kedimiz Fıstık‘ı, hem onun rahatı hem de kendi huzurum için, Fundalar’ın bahçesine yerleştirdim. (Ve sonunda Fıstık bile dünya evine girdi 😉 Çok hızlı çıktı. 2 ay sonra bebek bekliyor olmalı.)
- Ablam evlendi! (İki kelime ile ifade edilebilen herhangi bir durum ancak bu kadar yorucu olabilir. Evlilik töreni ile ilgili fikirlerim değişti.)
- Şirketimin düzenlediği iş/tatil amaçlı bir gezi ile Antalya’da 5 gün geçirdim ve iki gün önce Ankara’ya geldim. (Sanki geçici olan yer burasıymış ve bir gün yeniden oraya , tatile dönmem gerekiyormuş gibi hissediyorum. 😉 )
- Kendime bir mikrodalga fırın aldım. (Sevgili Devletşah‘ın da önerisiyle şimdi tek ihtiyacım bir Rondo sanırım. Evhanımlaşıyorum muntazaman 😉 )
Bütün bunların içinde beni en çok etkileyen, tabii ki, sevgili ablamın evlenmesi oldu. Tamer Abim ve Işıl Ablam’a buradan bir ömür boyu mutluluklar dilemek istiyorum. [Biz ailede 3 kişiyiz unutmayın. ( Her an evinize gelebilirim, evime gelebilirsiniz… diye giden bir söylev vardı hatırlarsanız.) ]
6,5 senedir ablası ile yaşarken, ablasının evlenerek kendisini terk ettiği, bekar hayatı tüm zorluklarıyla öğrenmeye çalışan birinin, öğrendiklerini birinci ağızdan artık burada bulacaksınız. 😉
Örneğin, bugün hayatımda yaptığım en güzel yemeği hazırladım; “Kaşarlı Tavuk Sote”. Fotoğrafları burada, tarifini ise istek gelirse, ayrı bir yazıda koymayı düşünüyorum.
Ablana mutluluklar sana da master tezinde ve bekalıkta başarılar dilerim abicim 🙂 Askere gitmeden bi ara Ankara’ya uğrayıp yemeklerinin tadına bakmaya geliriz artık 🙂
Erturk, guzel dileklerin icin cok tesekkur ederim kardesim. Sana kapim her zaman acik, yeter ki gelmek iste.
Ay ne güzel günler geçirdik değil mi? Hem Ankara’da hem Isparta’da… Yemek yapmakta gerçekten birşey yok. O kadar radyo, televizyon söküp kurcalayan bir adam için çocuk oyuncağı. Rondonun çok faydasını göreceksin. Mesela menemen yapmak 3 dakikanı alacak. Soğanı biberi atıp vınnn. Onlar kavrulurken soymaya bile gerek olmadan domatesi de vınnn. Hooop içine at. Onlar kavrulurken sen kapları sudan geçir. Yumurtayı kır ve afiyet olsun…
Aslında bütün yemekler böyle. Biraz düşününce belli bir sırada aynı kabı kullanarak bütün yemeği hazırlayabilirsin. Tek bulaşık hızlı iş.
Ayrıca yemeğin tarifini bekliyoruz… Ailemiz artık 5 kişi sen onları rahat bırak gel bizle takıl.
Sevgili Devletsah,
Ablamin gitmesi bir yana, bunalinca aradigim, surekli yeni bir seyler ogrendigim, bir seyleri deneyip deneyip tecrubelerimi paylastigim abimin ve senin de gitmeniz hic guzel olmadi isin asli… Tam Ankara’da olmaniz gereken zamanda gittiniz. “Ac kalmam ben, hem canim da sikilmaz, en kotu ihtimal Ozcan Ailesi bana evlerini acar. ;)” diyordum. Simdi araya yollar girdi. Biz ayri dustuk.
Ben böyle güzel tavuk yemeği görüp bilmedim.Bu rondoyu yeşile boyamanın sebebi “Aknabat eşşek değilsin ya ben bundan isterem”olmalı.Mesaj yerine ulaşmıştır.En kısa zamanda gereken yapılmalı.Bekarlık sana kolay gelsin.Sevgiler
Ah! Cok sukur goren oldu Rondo linkini 🙂
Kardesim, valla istedigin zaman gel bize, ablamin yaptiklarindan biseyler tadariz. Tezin de kolay gelsin.
Muratcim, cok tesekkur ederim. Bana kalirsa sen de bir an once bir seyler ogrenmeye bak, ablan evlenip giderse gorursun gununu 🙂